1 Ekim 2012 Pazartesi

Okul Sütünde Çocukların 53 Günlük Süt Parası Kime Veriliyor, ÇAPAR KANAT


Okul Sütünde
Çocukların 53 Günlük Süt Parası Kime Veriliyor
ÇAPAR KANAT
Süt sektöründe, Okul sütü projesinde, Ulusal Süt Konseyinde garip şeyler oluyor. Ama bize garip ve ilginç gelmiyor. Dört yıldır endüstriyel süt sektörü oyun üstüne oyun oynuyor, diyet istiyor ve istediğini alıyor ve şimdi de ilköğretim çağındaki çocukların kursağından sütü alıyor!
İlköğretim çağındaki çocuklara dağıtılacak süt süresinden 53 gün kısıtlanarak artacak para, süt sanayicilerine ihracat desteği olarak verilecek?
Bu 53 günlük süt 200 milyon ediyor!
Çocuklar ahrette mi, bu dünya da mı kimin yakasına yapışmalı?
Çocuklardan al sanayicilere ver, sahi böyle mucize buluşu kim icat ediyor? Sanayiciler ve onların tesirindekiler!
Çocuklara süt dağıtımı yarım dönemde -o da her gün değil-süt dağıtılacak- süt sanayicilerine tam ihracat teşviki veriliyor!
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Çiğ sütte ‘’arz fazlalığı var ‘’ gerekçesi ile süt ve süt ürünlerinde ihracat desteğine hazırlanıyor.
Okulların birinci döneminde ödenek yokluğundan çocuklara süt dağıtmayan ancak ödenek azlığı nedeniyle eğitim ve öğretim yılının ikinci döneminde, o da haftada sayısı bilinmeyen günlerinde süt dağıtmaya karar veren Bakanlık endüstriyel süt sektörüne keseyi açtı.
Okul sütü projesine cimrilik, endüstriyel süt sektörüne cömertlik!
Tarımsal Desteklerin sanayicilere kullandırılması Anayasaya aykırı!
Çocuklara süt kısıtlı verilecek ama sanayicilere süt ve süt ürünlerinde ihracat teşviki geliyor.
Sanayicilerin istediği para miktarı: 200 milyon Türk Lirası olup bu para 400 milyon adet 200 ml süte denk geliyor. Bu da ilköğretim çağındaki çocuklara 53 günlük süt demek.
Çocukların kursağına gitmesi gereken süt sanayicinin cebine para olarak inecek!
 Geçtiğimiz yıl ASÜD (Ambalajlı Süt Sanayicileri Derneği ) başkanı Sayın Harun Çallı ambalajlı süt ve süt ürünlerinin ihracatına parasal destek verilmesini istemişti..
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Sayın Mahmut Eskiyörük de Ticaret Gazetesi’ne verdiği beyanatta ASÜD’den daha ileri giderek ‘’sütte fazlalık’’ olduğundan bahisle ‘’ Fazlalık süt, acil eylem planı geliştirilerek ihracata teşvik verilmedir ‘’ demişti. Ulusal süt konseyindeki oylamalarda sanayiciler paralelinde oy kullanan ve bu yüzden üretici temsilcilerinin tepkisini çekmiş Sayın Mahmut Eskiyörük bir sonraki seçimde ancak kendi oyunu alarak Ulusal Süt Konseyi üyeliğine seçilememişti.
Sanayicilerin süt ve süt ürünlerinden ıslak mamul olarak adlandırılan ürünlere ihracat teşviki verilmesi için 200 milyon Türk Liralık talep yazısını Ulusal Süt Konseyi’nin sanayici ve sanayici temsilcisi  üyesi ve Başkanı Sayın Harun Çallı tarafından Konseydeki üretici temsilcileri yönetim kurulu üyelerinin bilgisi olmaksızın Hayvancılık Genel Müdürü Sayın Ali Karaca’nın önüne koydu. Tam bir skandal, ama skandala bürokrasi ve siyaset itiraz etmeyip çanak tuttu. Siyaset ve bürokrasi USK’nden yönetim kurulu kararı istemedi!
Üretici temsilcilerinin hayır dediğine bakanlık evet diyecek mi?
Hayvancılık Genel Müdürü Sayın Ali Karaca’nın da öteden beri süt ve süt ürünlerinde sanayicilere ihracat parasal teşvik verilmesinde taraftar olduğu biliniyor. Dolayısı ile Konsey’in yönetim kurulu kararı olmayan sadece başkanlığın ve onun temsil ettiği sanayici kanadının isteği olan yazıyı işleme koyması üreticilerin tepkisini çekiyor.
Çiğ Sütte fiyat pazarlığı görüşmelerinin tıkanarak ara verilmesi sonucu Sanayicilerin ihracat desteği talebi, artırılacak çiğ süt fiyatının ‘’diyeti ‘’ olarak görülüyor. Her kafa kaldırışta süt sanayicilerine diyet veren bakanlık bu sefer de verecek mi?
Endüstriyel süt sektörü geçen yıl okul sütü projesi öncesinde çiğ süt fiyatlarını düşürmek üzere iken Bakanlığın ricası ile düşürmemişler ve okul sütü projesi talepleri diyet olarak yerine getirilmişti.
ASÜD ve Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun Çallı geçtiğimiz yılın başlarında 14 milyon TL’ye Danone süt grubunun bir fabrikasını satın aldığı biliniyor. Tanrı daha çok versin mi diyelim, yoksa birazda üreticilere mi versin diyelim. Tanrının terazisini elinde tutuğunu iddia edenlere selam olsun.Üreticiler sadece geçim, adil bir fiyat istiyor.Üç beş hayvanına bir hayvan daha katamayıp süt ineğini kasaba göndermek zorunda kalıyor. Asıl gönderen süt sanayicileridir. 2009 yılında parasal teşvikli süt tozu programı başlamadan önce süt tozu fabrika sayısı ülkemizde 4 iken şimdi 14 adet. Ulusal Süt Konseyi Başkanı Sayın Harun Çallı da 2009 yılından sonra süt tozu fabrikası kuranlardan. Endüstriyel süt sektörü % 68 kazanca sahip iken geçtiğimiz yıl % 20 büyüme gerçekleştirirken hayvan varlığımız ise ancak sıfır faizli krediler ile % 5 büyüyebilmişti.
Konya’nın en çok süt tozu teşvikinden yararlanan il olduğu ile övünen Konyalılarımızın hemşerisi Hayvancılık Genel Müdürü Sayın Ali Karaca’nın 2009 yılından bu yana uyguladığı parasal teşvikli süt tozu politikaları başarısız. Onun başarısız olması bakanlığı da başarısız kılıyor. Şayet başarılı olunsa idi üç yıldır çiğ süt fiyatları referans fiyatların altında gerçekleşiyor olmazdı. Süt tozu fabrikalarının en çok yoğun olduğu Konya ilimizde, İç Anadolu’da çiğ süt fiyatı diğer bölgelere nazaran daha düşük gerçekleşiyor. Çünkü süt tozu fabrika sahipleri aynı zamanda süt ve süt ürünleri de üretiyor, aralarında anlaşarak mı çiğ süt fiyatlarını düşük satın alıyorlar? Bilinmez! Referans fiyatlardan müstahsil makbuzu mu? Güldürmeyin insanları! Nerede bu uygulamaların başarısı? (‘’Süt tozu üretiminde suistimal iddiaları’’ başlıklı geçen yıl yazdığım yazım lütfen okunsun. Biz çiğ süt üreticileri grubuyuz. Biz tarımı, hayvancılığı, gıdayı yazıyor olsak da tarım yazarı değil sütün çiğini üreteniz, sütün çiğini kaynatarak, ambalajlısını da tüketenlerdeniz. İki bini geçen sayı ile gıdayı, tarımı, hayvancılığı, sütün çiğini, ısıl işlem görenini de, akademisyenleriyle, çiftçileriyle tüketicileriyle, üreticileriyle izleyenlerdeniz. Bir iktidar kuruluşu değil gerçek anlamda sivil bir toplum örgütüyüz.)
Soruyoruz? Süt ve süt ürünlerinin yaş diye tabir edilen peynir vb. ürünlerde ihracat teşvikinin verilecek olması çiğ süt-damızlık üretim sektörüne faydası nasıl dokunacak? Ülkemizde çiğ sütte arz fazlalığı var ise ihracatçılara verilecek 200 milyon TL. önümüzdeki okul sütü projesinde harcanmalı, çocuklara 53 gün ilave süt –benim tercihim ayran-dağıtılmalıdır.
Çiğ sütte fiyat istikrarını gerçekçi piyasa düzenleri kurmayan, nasıl kurulacağına da akıl erdiremeyen bakanlık çiğ süt fiyatlarında zorunlu artış karşısında sanayicileri ikna da kendini diyet ödemeyi zorunlu görüyor.
Üreticilerin sanayicilere ihracatta parasal teşvikin verilmesini istemediği bilindiği halde Ulusal Süt Konseyi kararı olmaksızın sanayici kanadının sanki UGK’nin kararı imiş gibi bakanlığa talep yazısını üretici temsilcilerinden gizli vermeleri hayretle karşılanıyor? Soruyoruz, USK kimin, üreticilerin mi sanayicilerin mi? USK kime çalışıyor? Üreticilere çalışmadığı kesin. Sayın Çallı ASÜD adına değil de niçin USK adına imiş gibi yönetim kurulu kararı olmaksızın önemli bir kendi isteğini bakanlığa sunuyor. Böylesine bir yapıda üretici temsilcilerinin orada işi ne ? İstifa etmeleri doğru olmaz mı? Yoksa ASÜD başkanı bu girişimi ile onları kaale almayıp istifaya mı zorluyor? Ulusal Süt Konseyini sanayicilere teslim eden bir yapıdaki kanunu kim hazırladı? Üreticiler olarak Ulusal Süt Konseyindeki gerçek üretici temsilcilerinin istifa etmemelerini diliyoruz. Bir kısmı istifa ettiği takdirde istifa etmeyen kısım sanayiciler ile kolay anlaşabilen üretici temsilcilerin(!)den oluşabilecektir. İstifa olacak ise tüm üretici temsilcileri toptan istifa etmelidirler!
Soruyoruz?
Ulusal Süt Konseyi kime çalışıyor? Süt çarkı kimin için döndürülüyor? Tüketiciler, üreticiler mi yoksa süt sanayiciler için mi?
Bakanlık kimden iyi bir şekilde etkileniyorlar?
Ulusal Süt Konseyinde sanayicilerden yana tavır koymayan, sanayiciler gibi oy kullanmayan bakanlık temsilcisi bürokratı görevinden kim aldırıyor, kim alıyor?
Üç buçuk tane sermayedar bakanlığa bu kadar nüfuz edebiliyor da milyonlarca kişinin çiğ sütünün satışına aracılık eden Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği, Haykoop niçin nüfuz edemiyor?
Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı ve Burdur Ak Parti bir dönem önceki  eski milletvekili Sayın Ali Koyunu’nun çiğ süt fiyatları konusunda bakanlığın hakemlik yapmasını istediğini medyada okuyoruz.!
Her çiğ süt fiyatı artırılması gerektiğinde sanayicilere diyet ödemekle kendini mecbur gören, hayvancılığın dinamosu olan çiğ süt-dolayısı ile damızlık, hayvancılık politikalarını endüstriyel süt sektörüne teslim edenlerin hakemliği tarafsız olamaz.
Sayın Ali Koyuncuya bildiriyoruz: Hak verilmez, alınır. Hakkı bilmeyenden de hak istenmez. Üreticilerin hakkı yine üreticilere dönülerek, üreticiler ile birlikte alınır. Üreticilere dönerek sanayicilere süt vermeyin deyip çiğ süt grevini başlatmanızı diliyoruz.
25 Eylül 2012 tarihinde çiğ süt fiyatında olması gereken değer masada alınmaz ise ‘’haydi çiğ sütte greve’’ demeniz bekleniyor.
‘’Çiğ Süt Grevine Doğru’’ başlıklı bir önceki yazımı bu yazım tamamlıyor, lütfen vaktiniz olduğunda onu da okumanızı dilerim.
***
Ülker Süt’ün
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına Baskısı
ÇAPAR KANAT
Ulusal Süt Konseyi 25 Eylül 2012 tarihinde yaptığı toplantıda çiğ süt referans fiyatını 2012-Eylül-2012-31 Mart arasında geçerli olmak üzere 90 kuruş olarak belirledi.
Bu kararın ardından Ülker Süt firması süt ve süt ürünlerinin ihracatında parasal destek isteği yerine getirilmediği için çiğ süt fiyatları üzerinden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına baskı yapmaya başladı! Ulusal Süt Konseyindeki yeni fiyat kararına imza koymasına rağmen ertesi gün eski fiyattan çiğ süt satın alacağını kendi pazarındaki yerel çiğ süt üretici birliklerine duyurdu.
İhracat desteği için Ülker Süt firmasının bakanlığın önüne koyduğu parasal miktar 200 milyon TL.civarında.. Devlet Okul Sütü Projesini para yokluğundan eğitim öğretim yılının birinci döneminde başlatamaz iken, ikinci dönemde de haftanın birkaç günü dağıtımı sürdürebilecek iken Ülkerin bu ihracat desteği isteğine çiğ süt satın alım pazarlık sürecinde henüz evet denilmemesi karşısında Ülker Süt çiğ süt satın alımında eski fiyat uygulaması başlattı.
Kaliteli, kalitesiz kaba yem ve kesif yem fiyatlarına gelen zamlar çiğ süte zammı zorunlu kılıyordu. Yeme gelen zamlara göre çiğ sütün satın alınması 1,2-1,3 TL olması beklenirken 90 kuruşta karar kılınması ile Ağustos ayında 80 kuruş olan çiğ süte % 10 gelen zam sanayiciler tarafından ambalajlı ürünlere bugünlerde yansıtılacak.
Ulusal Süt Konseyi 2012 Haziran ayında yaptığı toplantıda 2012, Eylül-2013 Mart döneminde çiğ sütün 86 kuruştan satın alınmasına karar verilmişti. 7 Eylülde çiğ süt zammı için toplanan konsey bir karar verememiş ve toplantı 25 Eylül 2012 tarihine ertelenmişti.
25 Eylül 2012 tarihinde yapılan 6 kuruş artış öngörülen eski karara bu toplantıda 4 kuruşluk zam ilave edilmesi ile çiğ sütün mevcut fiyatlarına 10 kuruşluk zam yapılmış oldu.
Ertelenen toplantıda üreticiler çiğ sütün üretim maliyetinin işletme büyüklüklerine göre 1,2-1,3 TL arasında olduğu çiğ sütün fiyatının maliyetleri karşılaması gerektiğini, çiğ süte yapılması gereken zammın illaki ambalajlı ürünlere yansıtılmaması ve sanayicilerin kazançlarından da fedakârlık yapmalarının istendiği biliniyordu.
Üretici temsilcilerinin 1 TL’nin altında fiyat kabul etmeyecekleri, bir çiğ süt grevi yapılması beklenirken 90 kuruşa bürokrasi ve siyasetin etkisi üretici temsilcilerinin ağızlarına bir parmak bal basmaları ile razı edildikleri görülüyor.
Üreticilerin bir parmak balı ne?
Çiğ süt üreticilerine soğuk zincir çiğ süt litre başına desteklerin artırılarak çiğ süt-yem fiyat paritesinin 1’e 1,2 oranına gelmesi sağlanacak. Bu oranla çiğ süt üretimi sürdürülebilir olacak mı? Göreceğiz.
Ülker Sütün üreticiler üzerinden bakanlığa baskısı
Ulusal Süt Konseyinin dün (25.09.2012) gerçekleşen toplantısında çiğ süte 90 kuruş kararına karşı söz alan dev bir firma temsilcisi ‘’ geçmiş dönemlerde de Konseyde karar alınmasına rağmen Konseye üye firmaların uymadığını, kendi firmalarının ve birçok firmanın uyduğunu, karara uymayan düşük bedelle çiğ süt satın alan firma veya firmalar market raflarında da bizimle haksız bir rekabet elde ediyorlar. Bu bakımdan 90 kuruşa itiraz eden bir firma var ise bu 90 kuruş kararına açıkça şimdiden çekincesini koymalıdır ‘’ dedi.
Bu 90 kuruş kararına çekince koyan bir firma olmadı.
Konseyde temsilci de bulunduran ve 90 kuruş kararına çekince koymayıp itiraz etmeyen Ülker Süt firması tüm ülkede çiğ süt satın aldığı üretici birliklerini, çiğ süt topladığı taşeronları telefonla arayarak kendisinin 90 kuruş değil 86 kuruştan satın alım yapacağını bildirdi.
Ülker bunu niçin yapıyor
Ülker ASÜD  (Ambalajlı Süt Ürünleri Derneği ) üyesi. Ülker Süt ve Pınar Süt Grubu, bir yıldan bu yana süt ve süt ürünlerinde yaş ürün olarak tabir edilen peynir vb. ürünlerin yurt dışına satışına ihracat desteği istiyordu. Ülker Süt, konseydeki çiğ süt fiyat zammı görüşmelerinde bakanlık temsilcilerinden ihracat desteğinde ‘’yeşil ışık’’ veya ‘’ havet’’ görmemesi, diyet alamayacağını anlaması üzerine ertesi gün (26.09.2012) Konsey ve kendi imzaladığı karara aykırı hareket ederek çiğ sütü eski fiyat kararından (86) kuruş sürdüreceğini yerel çiğ süt üreticilerine, çiğ süt toplayan taşeronlarına bildirdi.
Konsey kararlarına uymamanın bir yaptırımı yok.
Ülker Süt, çiğ sütü eski fiyatından alarak çiğ süt üreticileri üzerinden bakanlığa baskı yapmış oluyor: ‘’ İhracat desteği verirsen Konsey kararlarına uyarım, vermez isen uymam’’, demeye getiriyor!
Firmalara, Ülker Süte Konsey Kararlarına Uymama Gücünü Kim veriyor.
Çiğ süt satın alımında gerçekçi olmayan piyasa düzeni veriyor.
Ülker veya referans fiyatlara uymayan firmalar ancak ekonomik bir piyasa düzeni ile hizaya gelebilir.
Çiğ süt satın alım sahası firmalar arasında parsellenmiş vaziyette ve bu düzende o parsellerde satın alım pazarı da ele geçirilmiş vaziyettedir. Parsellenen pazara devlet ekonomik bir müdahale gücü oluşturmuyor.
Gerçek piyasa düzeni; çiğ süt üretiminde piyasa üretim toplamının en az % 20’sinin üretici birlikleri-kamu tarafından satın alınarak ambalajlı ürün olarak piyasaya sürülmesi ile sağlanabilir.
Şimdi Ülkemizde SEK (Süt Endüstrisi Kurumu) gibi veya benzeri yapıda bir kurum olsa idi Ülker Sütün Pazar sahasından çiğ sütü Ülkerin satın aldığı değerden daha fazla fiyat olan referans fiyatlardan çiğ süt toplatılarak Ülker Süt ekonomik rekabet ile hizaya getirilebilirdi. Sahte süt tozu üretim politikaları ile ne çiğ sütte fiyat istikrarı sağlanabilir ne de referans fiyatlara uymayan Ülker Süt gibi firmalar çiğ süt fiyat istikrarında hizaya getirilebilir!
Ulusal Süt Konseyindeki fiyat kararı toplantısında çiğ sütte 4 kuruşluk zamma çekince koymayan, açıkça çekincesi olup olmadığı tüm firmalara da sorulmasına rağmen tüm firmalar, üretici temsilcileri, bakanlık temsilcisi bürokratların  önünde ‘’ben bu fiyattan satın almam demeyen ‘’ Ülker Süt, ertesi gün  siyasetten koparamadığı ihracat desteği diyeti verilmeyeceği  hırsını üreticilerden çıkarmaya çalıştığını eski karardaki fiyattan satın alım yapacağını yerel üretici birliklerine duyurmasıyla görüyoruz.!
Ulusal Süt Konseyi ne Yapabilir?
Ulusal Süt Konseyi’nin Ülker Süt’ün bu uygulamasını durduracak ekonomik veya bir başka şekilde yaptırım gücü yok.
İşte çiğ süt fiyat istikrarı için süt tozu üretim programının laçkalığı, çözümsüzlüğü, devlet desteklerinin son on yılda 20 kat artırılarak hayvan varlığının artırılamaması, et ve canlı hayvan ithalatına sebep olunması burada!
Mevcut teşvikli süt tozu programı da gerçekte çiğ sütte istikrar sağlamak için değil dev sanayicilere diyet verir bir şekilde, ancak ithalatın azaltılması için uygulanıyor. Okul Sütü Projesi de keza sanayicilere diyet olarak uygulandı ve uygulanacak. Hâlbuki okul sütü projesi diyet olarak değil her gün ve ayran olarak uygulanmalıdır. Her gün uygulanabilmesinin maliyeti 1 Milyar Türk Lirasına yakın bir rakamı oluşturuyor.
İşte dünden bugüne süt devleri bazen birlikte şimdi de tek başına çiğ süt fiyatlarında istikrarsızlık sağlayabilmekteler. GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker beyefendinin okul sütü projesi için sanayiciler ile yaptığı toplantıda ‘’ üreticilerin üç kuruşuna göz dikmeyin ‘’sözlerini hatırlıyoruz. Çiğ süt-damızlık üretiminin sürdürülebilirliğindeki çok önemli olan çiğ süt satın alım fiyatındaki istikrar sanayicilerin insaf ve merhametine terk edilmemelidir. Ciddi bir çiğ süt piyasa düzeni kurulmalıdır. Geçmişte tüm firmalar fiyatları düşürmede birlikte hareket ediyorlar ve hepsini isim, isim yazıyorduk. Şimdi Ülker Sütü (Ak Gıda) yazdık. Şimdi Ülker, yarınlarda yine başka bir firma veya hepsi çiğ sütte fiyat istikrarsızlığını bozabilmeye muktedirler..Kamu yönetimi çiğ süt-damızlık üretimini bu şekilde sürdüremez, hayvan varlığını koruyamaz, hayvan varlığını istenen seviyelere de getiremez. Et, canlı hayvan ithalatına ülkeyi mecbur eden endüstriyel süt sektörü ülkede çiğ sütü de bulunmaz edecektir. Çiğ sütün azalması veya yok olması da umurlarında olamaz. AB’nin süt tozu dağlarından ithal edip tüketicilere süt imiş gibi içirirler, süt tozundan yoğurdu yedirirler, ayranı içirirler. Hayvancılık çöker de endüstriyel süt sektörü, inanın, hiç korkmayın çökmez.!
Önümüzdeki günlerde, aylarda ihracat desteği sanayicilere çıkartılırsa siyasetin firmalara diyeti olacaktır. Devletin parası çok ise ihracata verilecek para desteği okul sütü projesine aktarılmalıdır. Böyle ve benzeri diyet istemlerini çiğ sütte gerçekçi olmayan piyasa düzensizliği yaratıyor.
Sahi, Et ve Süt Kurulu Kanun Tasarısı çiğ sütte gerçekçi bir piyasa düzeni sağlayıp ülkeyi et ve canlı hayvan üretiminde yeterli hale getirebilecek mi? Tasarının maddelerinde sanayicilerin etkisi, nüfuzu olur ise zor. Üreticilerin etkisi olur ise kolay.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder