17 Ağustos 2016 Çarşamba

NİCE BAŞARILI YILLARA (AK PARTİNİN 15. YAŞ GÜNÜ) Ali COŞKUN - 58. ve 59. Hükümetler Sanayii ve Ticaret Bakanı

NİCE BAŞARILI YILLARA
(AK PARTİ'NİN 15. YAŞ GÜNÜ)
Ali COŞKUN
58. ve 59. Hükümetler Sanayii ve Ticaret Bakanı
Siyasi tarihimize, geriye bakıp değerlendirdiğimizde yeni bir oluşumun partileşmesi, iktidar olabilmesinin ilk şartının halkımızda bir beklenti ortamının oluşmasına bağlı olduğu görülür. DP, ANAVATAN, AK PARTİ en çarpıcı örneklerdir.
İki binli yıllarda Anavatan partisinin giderek zayıflaması, Alparslan Türkeş'in ölümü sonrası MHP'deki belirsizlikler, Refah Partisinin kapatılması DYP'nin siyasetten çekilmesi, sol partilerin ise bir varlık gösteremeyişi hele de ekonomimizin darboğazlara sürüklenmesi toplumumuzda yeni bir beklenti ortamı doğurdu.
28 Şubat Post-Modern darbe ile siyasi hayatımız tam bir vesayet altına girdi. Başta bir kısım askeri cenah olmak üzere diğer güç odaklarının demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlükleri hiçe sayan baskı ve davranışları ise ortamı hazırlayan gelişmeler oldu.
Diğer taraftan üç büyük siyasi partinin hem de ilke olarak sağda Milliyetçi Hareket Partisi, ortanın sağında Liberal Anavatan Partisi ve solda Sosyal Demokrat Demokratik Sol Parti'nin yer aldığı koalisyon hükümeti ekonomik, sosyal, kültürel, iç ve dış politika konularında beklenenin dışında çok başarısız bir dönem yaşattı.
Terör tırmanırken “Yurtta sus, cihanda sus” politikası izleniyor, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği ile sosyal sorunlar tırmanırken ekonomimiz yüksek enflasyon, yüksek faiz, döviz-borsa üçgeninde çırpınıp duruyordu.
Dünya bankasından bakanlığa transfer edilen ve kurtarıcı olarak görülen Kemal Derviş'in arkasında siyasi otorite oluşturulmamış IMF reçetesiyle uygulanan parasal ağırlıklı politikalar bekleneni verememişti.
Ekonomimizin düştüğü uçurumdan sadece para politikaları ile çıkabilmesi imkânsızdı. Para politikalarının, ciddi mali politikalarla desteklenmesi, üretim politikalarıyla bütünleşmesi gerekirdi.
Yatırımlar durmuş, üretim gerilemiş, kamu toplam borç yükümüz GSMH'nın %70'ini aştığı için Uluslar arası kaynaklar nezdinde ekonomimiz iflas etmiş durumlara sürüklenmişti.
Birçok yeni oluşum girişimleri gazetelere yansırken yıllardır değişmeyen MSP, REFAH, Milli Görüş Parti programları ve değişmeyen yönetim kadroları halkımızdan beklenen karşılığı bulamıyordu.
Refah Partisi kapatılmış ve Recai Kutan başkanlığında Fazilet Partisi kurulmuştu. Böyle bir ortamda Fazilet Partisi bünyesinde başlattığımız yeniden yapılanma hareketimize gelenekçi kanat “Anavatandan gelenler” diyerek tavır almaya başlamışlardı, oysaki bizler partiye ısrarla davet edilmiş ve değişim sözü verilerek kabul edilmiştik.
Parti Başkanı Recai Kutan'la heyet halinde görüştük değişim ve dönüşüm programımızı anlattık kendisi hak verdiği halde Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocanın ve çevresinin baskılarıyla teklifimizi kabul etmedi böylece basına yansıyan şekliyle Gelenekçiler – Yenilikçiler hareketi başladı.
Abdullah Gül başkanlığında hareket ettiğimiz 14.8.2000 tarihli kurulda az bir oyla kaybetmemiz arkasından yeni bir oluşuma karar verdik.
Ancak Fazilet Partisi’ne de kapatılma davası açılınca kamuoyunda yanlış değerlendirilmemesini düşünerek partiden ayrılmayıp sonucu bekledik. Fazilet Partisi’nin de 22. Haziran. 2001 tarihinde kapatılması sonucu Ak Parti düşüncemiz bağımsız bir harekete dönüştü.
Yaptığımız istişare toplantılarında, demokrasi hayatımızda siyasi partiler kadar önemli olan sivil toplum kuruluşlarımız, kanaat önderlerimizin görüşlerini paylaştık, kamuoyu yoklamalarını değerlendirdik.
İstanbul Belediye Başkanlığında başarılı hizmetlere imza atmışken, Siirt ilimizde okuduğu şiir yüzünden hapse giren Recep Tayyip Erdoğan'ın harekete katılması ile çalışmalarımız yeni bir boyut kazandı.
Kamuoyu o günlerde artık şahıs partisinden çok bir kadro harekâtı beklentisi içindeydi. Bunu dikkate alarak başlangıçta her kesimin kendisini görmesine imkân verecek toplumda yeri olan kimselerin üst yönetimde görev almasına özen gösterdik.
Sıra halka iktidar olunca neler yapabileceklerimizi projelerimizle anlatmaya gelmişti. Partide çok iyi bir görev taksimiyle çalışmalara başlandı zaten seçilen bütün görevli arkadaşlar bilgi birikimlerimizle programı hazırlamaya başladık. Herkes kendi alanlarında çalışmalarını başarıyla sürdürdüler.
Biz ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak kısa zamanda “Türk Ekonomisinin Başlıca Temel Sorunları ve Acil Çözüm Önerilerimiz” kitabını hazırlayarak parti MKYK onayından geçirip binlerce adet bastırarak dağıtmamızın ardından konferanslar, özel toplantılar, Televizyonda açık oturum programları ile başta İş Dünyasının ve halkımızın güvenini kazandık.
Parti ismi olarak iki önemli unsura yer verildi “Adalet ve Kalkınma” böylece Muhafazakâr Demokrat kimliği ile 14. Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partimiz kurulmuş oldu.
Daha önceden erken seçim kararlarıyla belirlenmiş olan 3. Kasım. 2002 Genel Seçimlerine çok sistemli bir şeklide çalışmalar halkla bütünleşerek sürdürüldü.      
Malum güç odakları bu kez kurucu genel başkan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın Milletvekili olmasını engellediler. Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan Genel Başkan olarak yılmadan ekip harekâtını sürdürerek çalışmalarına devam etti.
Kuruluşumuzun 15. ayında geçerli oyların %34,63'ünü alarak Ak Parti iktidar oldu. Bana göre bu zafer Demokrat Parti ile başlayan 60 yılı aşan bir mücadelenin sonucuydu ve Abdullah Gül Başkanlığında 58. Hükümet kurularak köklü değişiklikleri gündeme getirdi.
Milletvekilliği engellenen Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yasağı Cumhuriyet Halk Partisinin de desteği sonucu yapılan Anayasa değişikliği ile kaldırıldı ve Recep Tayyip Erdoğan 8. Mart.2003 tarihinde yapılan yenilenme seçimi ile Siirt ilinden Meclise girdi.
Abdullah Gül'ün istifası üzerine 15. Mart.2003 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlığında 59. Hükümet kuruldu.
Yerel ve Genel Seçimlerle devam eden Ak Parti başarısı hep devam etti.
Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı seçiminde çıkartılan hukuk dışı engeller de Ak Parti lehine aşılarak Cumhurbaşkanlığı kazanılmış, sonraki yıllarda da ilk defa halkın oyları ile Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
14 yıllık iktidar dönemimizde Hükümet ve yerel yönetimler olarak çok başarılı hizmetlere imza atmamızı, iki Cumhurbaşkanlığını kazanmamızı nasip eden Yüce Mevlâya şükrederken, şimdi geriye dönüp bakarak 15 yıl içinde halkımıza şerefle hizmet edip partimize emeği geçen kadroların çalışmalarını çok iyi analiz ederek, yanlışlara yer vermeden yeniden bir değerlendirme yapma ve geleceğe ona göre yön verme durumundayız…
Parti yönetiminde istişareye öncelik tanınması yanı sıra, bizi millet yapan (öz değerlerimize) kültürümüze daha çok sahip çıkılmasına, dış politikada daha şahsiyetli ve yapıcı, iç politikada ise uzlaştırıcı politikaların öne çıkarılmasına önem vermeliyiz.
Diğer taraftan bozulmaya başlayan siyasi istikrarın Binali Yıldırım Hükümetinin kurulması ile olumlu yönde seyir takip etmesinden cesaretle kesimler arasında sosyal barışın sağlanması konusunda ilerlemeler sağlanması böylece oluşacak ekonomik istikrar ortamında en az %5 normalde %7'lik sürdürülebilir büyümenin hedef alınması önem taşımaktadır.
Kısacası kuruluş yıllarımızda ki gibi ekonomik tedbirlerin siyasi tercihlerin önünde yer alacağı günlere geçişi heyecanla bekliyoruz.
Nice başarılı yıllara…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder