Başarısızlıkta
ben yokum!
Abdullah
Öcalan, BDP milletvekillerine, “Ben sorumluluk üstlenmem. Süreç başarısız
olursa ‘Apo öldü’ diyeceksiniz. Ben yokum. BDP ve PKK’nın beni kullanmasına
izin vermem” dedi
NAMIK
DURUKAN - Milliyet.com.tr » Siyaset» 23
Şubat 2013
‘23
Şubat 2013 görüşme notları’
başlığı altında oluşan görüşme notları, Abdullah
Öcalan’ın,
“Tarihi önemde bir toplantıya başlıyoruz. Nasıl bir yöntem izleyelim?” sözü ile
başlıyor. Heyetten “Size nasıl uygunsa” yanıtı alan Öcalan, çözüm süreci ile
ilgili değerlendirmelerinin ve önerilerinin yanı sıra BDP heyetindekilerle özel
konularda sohbet de ediyor. Abdullah Öcalan’ın, İmralı’da BDP Grup Başkan Vekili Pervin
Buldan,
İstanbul Milletvekili Sırrı
Süreyya Önder
ve Diyarbakır Milletvekili Altan
Tan’la yaptığı, bir MİT yetkilisinin de hazır bulunduğu görüşmenin tutanakları
özetle şöyle:
Hayatımız
söz konusu:
“Kandil’e BDP’ye ve Avrupa’ya üç nüsha mektup
yazdım. Heyet ile dünden beri yoğun olarak tartışıyoruz. Özal’dan beri teşebbüs
içerisindeyim, akim (akamete uğradı, kesintiye uğradı) kaldı. Şimdi akamete
uğramaması lazım. Uğrarsa, tırnak kesilirse felaket olur.
Türklerde bunu bilmeli; başarısızlık orta ve üst düzey savaş, isyan, kaos hepimizin hayatı söz konusudur.
Şimdi kadar yaşadıklarımız deveden kulak kalır. Kesin başarı hedefi ile
sonuçlanması lazım. Yeni diyalog sürecine yükleniyorum. Dostlarımızın ve halkımızın
eski kalıp mücadeleleri bir kenara atmaları lazım.
Rejim
değişikliği:
Eski
yaşam alışkanlıkları top yekun bırakmak gerekir. Neden, çünkü bu bir rejim
değişikliği olacak. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet, 1950 çok partili hayata
geçişten çok daha önemli, bu hepsinden daha derinlikli olacak. Başarılı
olursak, yepyeni bir Cumhuriyete... Radikal demokrasi, tam demokrasi, Anadolu ve Mezopotamya’nın tam
demokratikleşmesi, hazırlığım bu yönde. Şimdiye kadar olanlar ısınma hareketi
idi. Bütün felsefi ve örgütsel birikimimi bu yönde PKK’yi hazırlamak ve
dönüştürmek için kullanıyorum. Bu en köklü adım. Demokratik kurtuluş ve
demokratik yaşam süreci. ben bu deyimi rast gele seçmedim. Zamanında söyledim
anlamadılar. Anlamış olsaydılar, Ergenekon olmazdı, AKP bunları
diyor ama çok yüzeysel bakıyor. Benim çok inatçı olduğumu biliyorsunuz. Ben ilk
günden demokratik Cumhuriyeti savundum, onlar beni
anlamadılar; “APO’yu bitirdik” dediler. Stratejik hatalar yaptılar. Ergenekon’u
saptılar umarım bu sefer böyle olmaz. Onun için benimle oynanmayacağını
özellikle AKP’ye anlatmalısınız. AKP’lilerle konuşun anlatın. Siz Meclis’tesiniz
size çok görev düşüyor. Anlamlı bir uzlaşmaya gidilseydi (Ecevit döneminde) ne
Ergenekon ne AKP olmazdı. Metiner saçmalıyor, ‘Apo sıkıştı’ diyor. Propaganda
ile oyunu karıştırıyor. Kendisini düzene satmış, kendisini rezil etmiş, AKP’yi
10 yıldır ayakta tutan benim. Derhal bu söylemi terk etmesi lazım. Biz AKP’yi
çıkartan gücüz.”
Kendini
düzene satmış:
-
Metiner saçmalıyor, “APO sıkıştı” diyor. Propaganda ile oyunu
karıştırıyor. Kendisini düzene satmış, kendisini rezil etmiş, AKP’yi 10 yıldır
ayakta tutan benim. Derhal bu söylemi terk etmesi lazım. Biz AKP’yi çıkartan
gücüz.
Ha
biz ha Sakine:
-
Sırrı: Bize gelen bilgide, “Sakine’nin tutumunun ve katılımının iyi
olduğu, dağ adına Avrupa’da görevli olduğu, işini tamamlayıp geri dönüş için Paris’e gittiğinde bu olayın
olduğu... Tutumunun ve katılımının iyi olduğu” bildirildi.
-
Öcalan: Ha bizi vurmuş, ha Sakine’yi vurmuşlar. Çok karanlık bir olay. Ankara’ya gelmiş (Ömer Güney) Çankaya’da büro tutmuş. Sterk
“MİT kaynaklı” demiş. Mümkün değil ama düşüneceksin. Milyonda bir de olsa
düşüneyim, MİT var mı? MİT de şaşırdı. Demekki darbe hala devam ediyor.
(Sırrı’ya dönerek) Sinop olayı rast gele mi
organize mi?
-
Sırrı: Organizeydi başkan. Çünkü ancak bir reklam ajansı grafiği ile
önceden hazırlanmış pankartlar ve bildiriler vardı. Sosyal medya üzerinden bize dönük
kampanyalar başlatıldı. Darbe Araştırma Komisyonunun görevi bittikten sonra,
Özel Harp Dairesi ile ilgili, Gladyo ile ilgili, Kürdistan bölgesi hariç özellikle
Karadeniz’i deşifre eden bilgiler
geldi. Burada Karadeniz’de gladyonun yaptığı işler başlığı altında TAYAD’lı
ailelere dönük linç girişimi de vardı. Orada anlatılan, yapılan ve biçimler ne
ise hepsini Karadeniz’de gördük. Bu yönüyle örgütlü ve organizeydi.
Savunmanızı
hazırlayın:
-
Öcalan: Siz de muallaktasınız. Tıpkı Sakine gibi. Bir daha kendini öz
savunmanın hazırlamadığınız hiçbir yere gitmeyin. Size bir vurduklarında on
vuramayacaksınız, gitmeyin, devlete güvenmeyin. Biliyorsunuz ki Ahmet
Türk’ü
iki kez vurdular, bir Samsun’da, bir İzmir’de... Sakine’ye yapılan
hepimize yapılabilir. Bu özel harbe ayrıca geleceğiz. (Çay geldi)
AKP’ye
iktidarı sunduk:
-
Öcalan: Hükümet kesin vesayetten kurtuldu mu hesaplaşma tam olarak
yapıldı mı? Tayyip’in Hükümet mekaniği, Kürt hareketine vurduğu kadar kendisine
izin veriliyor, alan açılıyor vesayet kurumu, güç odakları tarafından. Sayın
Başbakan zekice bu mekaniği teşhis etmiş ve iyi kullanıyor. Komplonun bir
parçası değil. Danışıklı demiyorum ama Başbakan komplonun parçasıdır demiyor
ama, bu yöntemi bir iktidar aracı olarak görüyor. PKK’ya vurarak yerini
sağlamlaştırıyor. Kendime kızıyorum, 2001-2004’te biz eylemi ‘tak’ diye kestik.
Hükümet anlamadı, ‘terör bitti’ dediler. (Altan
Tan’a dönerek) Sayın Altan bilirsin İslamcıların 40 yıllık rüyasıydı,
rüyalarını gerçekleştirdik. Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk. Bize bir
teşekkür etmedikleri gibi 2. Atatürk rolüne soyunup daha çok üstümüze geldiler,
ezmeye çalıştılar. Benim demokratik kriterlerim var bunu anlattık, bir baktık
ki AKP hegemonya kurmak istiyor, 1923-40-50 CHP yerine AKP...
Hegemonya
kurmak istiyor:
Türkiye’nin ihtiyacı olan tam
evrensel demokratik kriterlere uymazsan, PKK’ye karışmam dedim. Bunu PKK
hareketinin zorluklarını bilerek söyledim. Hegemonya kurmak istediler, biz bu
hegemonyaya karşı çıktık. AKP, iktidarı gökten inmiş sandı. Bizim sınıf ve halk
savaşımızın ne kadar amansız olduğunu bilmiyordu. Ben Deniz Baykal’ın taktiğini boşa
çıkardım. AKP hegemonya istiyor. CHP’nin yerine geçmek istiyor. İzin vermeyiz.
AKP’ye korkunç ranta imkanı çıkar. Ben buna alet olmam. Tek şartım hegemonik
olmaması. Biz eskisine doyduk, yeni kambur istemeyiz.
Başbakan
tutuklanacaktı:
AKP’nin
çıkışları yanlıştır. Son bir buçuk yılda büyük bir savaşa yüklendiler. Nihai
tasfiye operasyonları yaptılar. Sayın Başbakanı buna inandıran ekip (2011’de)
PKK’yi bitireceğiz’ dedi. 10 bin kişiyi (KCK) içeriye aldılar, Bu güç MİT’e de
darbe planladı. Ben hemen devreye girdim, ‘bu darbedir’ dedim. Ergenekon’dan
farkı yok. Başbakan MİT’e darbe yapılınca sıranın kendisine geldiğini gördü,
Başbakan vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı. (Durdu yeniden söze başladı) Genelkurmay Başkanının (İlker
Başbuğ’u kastetti) tutuklanması da budur. O güce Cevat Öneş ‘darbe’ dedi. Bu
yüzden ben devreye girdim, yardımcı olayım dedim.
İsyan
etsek bir türlü...
(Biraz
durdu yeniden başladı.) Sakine’yle sizin (Sinop’u kastederek) aynıdır. KCK’ye her operasyon ayaklanma
ve isyana davetiyedir/teşviktir. BDP ve benim temkinli yaklaşımım engelledi.
İsyan etmem beklendi. İsyan etsek bir türlü, etmesek bir türlü.. Her KCK’lının
içeri alınması bir ayaklanma sebebidir. İsyan çıkarmıyoruz. 10 bin kişi alındı.
Bu da bir nevi darbedir. En son siz alınacaktınız biz karşı hamle geliştirdik.
En son parlamento grubu kalmıştı. Darbe
şekil değiştirdi ama hala devam ediyor. Yeni darbe Brüksel ve ABD’de planlanıyor.
Türk-Kürt ilişkilerini yeniden tanımlamam işlerine gelmiyor. Sanırım bu çıkışımız
işe yarayacak. Benim üzerimde planları var. Doğan
Güreş Londra’dan döndü ‘bana yeşil
ışık yakıldı’ dedi, 4 bin köy yakıldı. İşadamlarını götürdüler. (Pervin’e
işaret ederek)
Darbeyi
önledim
Metiner,
‘Sıkıştı’ diyor. Yanlış söylüyor. Sıkışma yok, darbeyi önledim. Bir darbe var,
fakat derinliğini tam fark edemiyorum. MİT’i düşürseydiler. Türkiye’de tüm
kaleler düşmüş olacaktı. Hakan Fidan tutuklansa, sonra sıra
Başbakan’a gelecekti. Benim bu süreci canlandırmam, darbeyi engelleme sorumluluğu...
Darbeyi önleyebileceğimi fark ettim ve süreci başlattım.
Düşürülmek
isteniyor
Türkiye’de
3 koldan paralel devlet çalışması var. Bu ilişkileri sabote edilmeye başladı.
Sıradan lobiler değil. ABD’de Yahudi, Ermeni ve Rum lobileri stratejik ve
taktik müdahale ediyorlar. Her 3’ü de Anadolu çıkışlıdır. Sözde bir hükümet
var, sözde bir parlamento var. CHP ve MHP paralel devletin
izdüşümleridir, basit aletleridir; AKP’ye de, medya ve işadamlarına da
sızmışlar. Sadece MİT kalmış, hedeflenen
bizim geliştirdiğimiz diyalogdur. MİT
Müsteşarı
düşürülmek isteniyor. Emre Uslu, Mehmet Baransu MİT’i hedef aldılar,.
arkalarında devasa bir güç var. Florida kontrgerilla merkezidir. Abdullah
Çatlı
iki kez gitti. Papa, Palme... Sakine bu tür
grupların işidir. Yeni gladyo tam anlaşılamıyor. Çözüm adına yapılan her şeyi
sabote ettiler. Sakine olayı bende düşük bir tereddüt uyandırdı. Net değil.
Sakine Avrupa’da barışı temsil ediyordu. Hala aydınlatılamadı.
2.
Atatürk olma sevdası
İşte siz.
ABD-İsrail-İngiltere’nin talepleri vardı, o
zaman da MİT bu işe yatmadı. Tansu
Çiller’in
2. Atatürk olma sevdası vardı. Beni de bomba ile öldürmek istediler. Doğan
Güreş-Tansu Çiller işbirliği de oradan (İngiltere’den) icazet almıştı. Sonuç
olarak böyle bir durum yaşadık. Gülen, Nur hareketine sızdı Cemaatin merkezi
ABD’dir. Benim buraya alınmamla birlikte Fethullah da ABD’ye alındı. Bir yazar (yazarın adını
hatırlayamadı) ‘Fethullah
Gülen,
Nur hareketine sızdı’ diyor. ‘Kesin bilmiyorum, Kemalistlerin sızması’
diyor. Nur hareketini inceleyin, Saidi Nursi eski Nurs köyündendir. Eski bir
Ermeni köyüdür. Teşkilatı Mahsusa’ya girdi, sonradan Mustafa Kemal ile takıştı.
Fethullah Gülen ABD’de yaşıyor. 120 devlette okul açmış, para nereden. Florida
kontrgerillanın eski merkezidir, Türkeş ve Latin Amerika’daki kontrgerilla,
orada yetiştirildi. Yeni merkez ise Utah’tadır. Emre Uslu vs.
orada eğitildi. Sağda ve solda örgütleri kontrgerilla ele geçirdi.
Başarısızlıkta
ben yokum
-
Sırrı: Gruptaki arkadaşların da selamı var, bir diyeceğiniz var mı?
-
Öcalan: Ben sorumluluk üstlenmem. Süreç başarısız olursa ‘Apo öldü’
diyeceksiniz. Ben yokum. BDP ve PKK’nın beni kullanmasına izin vermem.
-
Sırrı: Rojava (Suriye’nin Kürt bölgesi) için bir aktarımınız olacak mı?
-
Öcalan: Suriye’de Kürtler iki tarafla
da görüşsünler, kim haklarını verirse onunla çalışsınlar. Suriye Demokratik
Kurtuluş Cephesi olsun. Kürt, Arap, Türk, Türkmen hepsi. Suidi Selefiler
çok tehlikeli, Esad ise küçük burjuva diktatörlüğüdür. Kürtler (Suriye’deki
Kürtleri kastederek) Barzani’nin emrine giremez.
Onun çizgisi farklı. Kürtler mutlaka bir öz savunma gücü oluşturmalı.
-
Öcalan: (Elindeki kalemi Pervin’e vererek) Hatta size bir şey
imzalayabilirim. (Heyetin üç üyesine ayrı ayrı duygularını ifade eden birer
cümle yazarak birer kart imzalayıp verdi)
Fidan
yalnız bırakılmamalı
Öcalan,
“Kirli işler dönemini Baykal, AKP’ye devretti. Baykal tarihi hata yapmıştır.
Tayyip Bey kurnaz çıktı. Deniz Baykal’ı kullandı. Ergenekonun bizden beklentisi
2002’den itibaren savaşı tırmandırmamızdı. Ben AKP’nin tam olarak oturması ve
olgunlaşması için bilerek bekledim, sabrettim. AKP anlar dedik. AKP darbe ile
uğraşırken başını belaya/derde sokmayalım dedik. Onlar darbelerle uğraştılar.
2007, 2009 hatta 2011’e kadar seçim
hesapları, oy hesapları yaptılar. Ben geri çekildim. Benim çekilmem AKP’nin
istismarından dolayıdır. KCK de PKK de dürüst ve fedakardır ama savaşı tam
yapamadı, yetersiz kaldı; barış meselesinde de dirayetsiz kaldılar. Sıkıldım geri çekildim. Onlara
ağır kelime kullanmıştım. Süreci esastan bozan güç kim diye baktım. Savcının...
7 Şubat MİT’e darbesi... Ben bir darbeyi sezdim. Cezaevi müdürüne ‘Hakan Bey’i
(MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı kastediyor) yalnız bırakmamak gerekir’ dedim.
Sözlü, yazılı iletişime geçtim, 5 ay önce tekrar kanal açıldı, diyalog başladı”
diye konuştu.
Öcalan
örgütten de dert yandı: PKK bile beni anlayamıyor!
-
Sırrı: Sayın Başkan Kandil diyor ki; Karşılık ateşkesle bir geri çekilme
söz konusu olacaksa bile en az 2 yıllık bir
süreye ihtiyaç var.
-
Öcalan: (Sırrı’ya dönerek) PKK bile beni anlamıyor. Beni bir ağabey ve
baba gibi görüyor. Endişelerini paylaşıyorum. Benim dosyalarım
(hazırladığı mektuplara vurarak) endişelerini giderecek bir çatışmasızlık
öneriyor. Şimdi burada ne var?
Birinci
Belge: Demokratik Barış Sürecine Felsefi Bakış: Bu toplam 10 maddeden oluşuyor.
İkinci
Belge: Demokratik Çözüm Planı: Bu da toplam 10 maddeden oluşuyor. Buna kısa bir
giriş de diyebiliriz.. Üçüncü Belge: Demokratik Barışın Eylem Planı: 3
aşamalıdır. Birinci aşama 7 madde, ikinci aşama 5 madde. Üçüncü aşama 7 madde.
Eylem
Planı’na bir sayfalık ek yazdım. İkinci ek 4 sayfalık paralel devletle ilgili
sorulara cevaplar. Değerlendirme 3 yaprak, 6 sayfa Kürt Sorununda Barış
ve Demokrasi Süreci Hakkında Kısa Değerlendirme. Ben 3 aşama ve 10 ilke
öneriyorum. Bu yazı üzerine cesurca tartışacaksınız. Bunu Kandil’e ve Avrupa’ya
götüreceksiniz. Kendi aranızda iş bölümü (heyeti kastederek) yaparak, Kandil ve
Avrupa’ya bu görüşmeyi anlatın. Daha önce 3 hafta demiştim ama 2 hafta
içerisinde gelirse, görüşlerimi revize ederim. Eşbaşkanlarla görüşürsem iyi
olur. Eğer eşbaşkanlara tavır devam ederse yine bu heyet gelir. Newroz’a bunu
ilan etmek istiyorum. İlanı ben yapacağım. (Sırrı’ya dönerek) Kolektif haklar
ve Kürt reformu yasası yapılacak. Biz demokratik özerklikte ısrar edersek, bu
sabote olur.
-
Sırrı: Sayın Başkan süreci tıkayacak olan da sürecin önünü açacak olan da
sizin koşullarınız. Buna dönük yetkililerle görüşmelerinizde bir takviminiz,
bir mutabakatınız var mı?
-
Öcalan: (Önce cevap vermek istemedi sonra) Ben PKK’nin yetersizliğine
karşı da inisiyatif kullanacağım. Ne PKK’nin sandığı, ne AKP’nin sandığı gibi
bir çekilme olur. Akdoğan (AKP Parti Ankara milletvekili,
Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın
Akdoğan’ı
kastediyor) milat diyor. Bu kendini kandırmadır. Felakete neden olur. Mektubun
cevası gelecek. Karar verip ilan edeceğim. Kandil karamsar, aşarlarsa iyi olur.
Akdoğan kendisine güveniyorsa onunla konuşabilirsiniz. Bunu yapmazlarsa daha da
gelişkin bir gündemle karşılaşırlar. (Sırrı’ya dönerek) Peki bu çekilen yere JİTEM’in ve korucuların
dolmaması için komisyonlar mı olmalı, yoksa akil adamlar mı olmalı.
-
Sırrı: Parlamentonun böyle bir yetkisi ve işlevi yok.
-
Öcalan: Komisyonlar kurulacak. Hakikat komisyonu da kurulacak. Akil
adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak. Köylere geri dönüş olacak.
Bunları yapmazlarsa geri çekilme olmaz. Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da
büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne
katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye’de 50
bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin var.
Hepimiz
özgür olacağız
-
Sırrı: Sizin konumunuz ne olacak?
-
Öcalan: (Gülerek) Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes,
hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben
komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin
kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes
bilmeli ki, ‘Ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız’.
Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin devlet de ben de vazgeçemeyiz. Tarihi bir
barış ve demokratik yaşama geçiş. Kandil onların savaş sistemine katılmadığım
için... Bu yüzden onlara kızıyorum. Umarım AKP’de bizi yanlış anlamaz. Yanlış
anlarsa felaket olur. Buna rağmen AKP diktatoryasını bize dayatırsa kabul
etmeyiz.
-
Sırrı: Başkanım her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu
bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya
dönüşmesinden endişe ediyorlar.
Başkanlığını
destekleriz
-
Öcalan: Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey’in başkanlığını
destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz.
Yalnız Başkanlık ABD’deki gibi olmalı, devlet meclisi gibi bir senato. İkincisi, bir de
halklar meclisi. Bunun adı demokratik meclis de olabilir. Bu da ABD’deki gibi
temsilciler meclisi gibi olabilir, Rusya’daki alt duma gibi olabilir.
Bu da ABD’deki gibi temsilciler meclisi gibi olabilir, Rusya’daki alt duma gibi
olabilir. İngiltere’deki avam kamarasının Türkiye versiyonu gibi. Esas olarak HDK’yi parlamentoya
uyarlamak gibi düşünebiliriz. HDK demişken, çok planlı ve örgütlü işler
yapmalısınız. Biraz bürokratik ve hantal kalıyor. Ertuğrul’a söyle ben hala
Dev-Genç’in çizgisindeyim. (gülerek) O anlar... 40 yıldır Türk solunu
taşıyorum. Daha fazla kendilerine güvenmeliler. Daha fazla kitleselleşin, dar
kalıyorsunuz. Seçime BDP mi HDK’yle mi gireceksiniz siz karar verin. Adayları
halkın en popüler olanından seçin. Seçime giderken HDP ile gidereseniz eş
başkanlar değişebiler.
-
Pervin: Kürt basınını takip etme şansınız var mı? Özgür Gündem, Azadiye
Welat gibi.
-
Öcalan: Evet. Özgür Gündem okuyorum. Kendilerini yormuyorlar, biraz
kendilerini yorsunlar. İmzalar zenginleşsin. Kadın sayfasını da okuyorum. Ama
sürekli katliamlar ve ölümlerden bahsediyorular, oysa özgürlükler de
işlenebilir.
-
Sırrı: Son günlerde sanatçıların duyarlı çıkışları var. Mesela Kadir
İnanır
bayağı etkileyici oldu.
-
Öcalan: Hepsini selamlıyorum, saygılarımı gönderiyorum. Şunu görmeliler,
bizim siyasi faaliyetimiz bir sanattır.
Önder’in
senaryosu
-
Öcalan: Çok iyi olur.
‘Burunlarından
fitil fitil çıkarır’
PKK beni bir ağabey, bir baba gibi
görüyor.
Eylem
Planı’nı Nevruz’da ilan etmek istiyorum.
PKK’nın
yetersizliğine karşı inisiyatif kullanacağım.
Kandil
karamsar, aşarsa iyi olur.
Komisyonlar
kurulacak. Akil adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak.
Ne
ev hapsi ne de af. Hepimiz özgür olacağız.
Öcalan: (Altan Tan’a dönerek) Sen
sağdaki örgütleri bilirsin. Kontrgerilla ABD merkezlidir. Yargı ve emniyeti ele
geçirdiler. MİT askerlerden güçlü çıktı, savcı çağırdı gitmediler. Bana göre
bir direniştir. Erdoğan bunların burnundan fitil fitil çıkarır. İnşallah
diyelim.
Namaz
kılıyordum
İslam kirletildi, bugün
Türkiye’de hat safhadadır, İslam’ın özü adalet, hukuk ve tasavvuftur (Altan
Tan’a dönerek) kirlenmeyi önleyin. Sizi nasıl markaja aldılar biliyorsun. Kürtler dindardır. İlk
dönemlerde namaz kılıyordum, 33 sure ezberlemiştim. Köyün imamı Müslüm hoca
‘Sen böyle gidersen uçarsın’ diyordu. Kimse
kusura bakmasın, ben İslam’a sol jargonla bakmam. Kürt halkının da dini inancı
kuvvetlidir. 1969’da Kısakürek’in gizli bir toplantısına gittim.
Gizli
bir İslam var
İngilizler
İslam’ı kullandılar, Osmanlı’yı yıktılar. Mursi de yeni imalatları. Eskiden general imal ediyorlardı, şimdi
de imam imal ediyorlar. Generallerin de faydası yok, imamların da faydası yok.
Cemaatin adı kullanılıyor. İslam’ı kullanan kapitalist tekelci işadamları
Başbakan’ın ağzına idamı veriyorlar. Bunlar barışı istemiyorlar. Kürtlerin
yaşadığı gizli bir İslam var.
Kürtler
yer arıyorlar
-
Altan: Tarikatlarda örgütlendi.
-
Öcalan: Geliştirin benden daha iyi biliyorsun.
-
Altan: Tam olarak tarif ettiğiniz güçler kimlerdir?
(Sırrı’ya
dönerek) Sen Adıyaman’dan bilirsin. Aslında
Türkmenlerin tarihine daha çok yoğunlaşmanız lazım. Babai isyanları çok
önemlidir. Bu bir Selçuklu ayrışmasıdır.
Kurmançiler da Türkmenler de sınıf olarak en altta kalanlardır. Solcular,
tarihi milliyetçilere bıraktılar.
-
Sırrı: Babai isyanları bu ülkede resmi tarihte en az incelenen olaydır.
Baba İshak da biliyorsunuz Adıyamanlıdır. Bir tek Ahmet Yaşar Ocak’ın
Babailerle ilgili bir tek çalışması var.
-
Öcalan: Anadolu İslamlaştıktan sonra, bin yıllık bir Hıristiyanlık öfkesi var. Rum,
Ermeni, Yahudi, Anadolu’da hak iddia eder. Laiklik, milliyetçilik
kisvesinde elde ettiklerini kaybetmek istemiyorlar. Aslında Sırrı
Sakık’ın
Kafkaslardan geldiler sözü doğruldu ama açıklayamadı.
Kürtler
kendilerine yer arıyorlar. Kürtlerin devletten dışlanmaları son yüzyıldır.
Abdülhamit bile onlara yer verdi. Mustafa Kemal de başta yer verdi. Devreye
giren İsrail lobisi, Ermeni ve Rumlar, ‘Kürtler ne kadar dışlanırsa o kadar
başarılı oluruz’ diyorlar. Bu paralel devlettir. Bin yıllık bir gelenektir.
Türklerin
karşısına ne kadar Kürt çıkarırsak, o kadar Türk koparırız. Kürtlerle Türkler
karşı karşıya gelirse, taviz alırız diyorlar. Türk Kürdü ezmeli, Kürt Türkü
vurmalı. Birgül Ayman kimdir? MHP, CHP katı laik bir mezheptir. Faşist CHP olduğu gibi
duruyor. CHP ve MHP ulusalcılığı, Hitler milliyetçiliğinin
aynısıdır. Zaten kuruluş tarihi de aynıdır. Anayasanın önüne de bunlar
dikilecekler.
İstismar
etmeyelim
(Sırrı
cebindeki kağıdı çıkartarak, bilgi aktarmak istiyor ve kendisine uzatıyor)
-
Pervin : Hareketin göndermiş olduğu iki ayrı mesaj var. Eşbaşkanlara
iletilmiş. Biz mi okuyalım, siz mi okumak istersiniz’ deyip; yazılı kağıtları
başkanın eline veriyor.
(Sırrı
‘Ben aktarayım’ diyerek kağıtları alıyor)
-
Öcalan: Özetleyin. (Sırrı önce hareketin görüşlerini özetleyerek okudu.
Adından partinin görüşlerini aktardı)
-
Öcalan: (Hareketin 16.02.2013 tarihli öneriler metnin 4. maddesi
okunurken gülerek) Klasik kaygılar. (Daha sonra aktarım bitinceye kadar
dinledi. Hareketin 14.01.2013 tarihli öneriler 4. maddesi olan ‘Yeni Anayasa’da Kürtlerin halk
olarak varlığını kabul eden bir ibarenin olması iyi olacaktır’ belirlemesine
karşılık) Anayasada devlet öyle tanımlanamaz. Devletin etnisitesi ve dini
olmaz. Hukuki bir realitedir anayasa. Bu konuda Habermas’ın görüşlerine
ihtiyacımız var.
Kürtlerin
varlığı
-
Sırrı : Anayasada en büyük tartışma vatandaşlık tanımında yaşanıyor.
Kandil diyor ki mutlaka Kürt halkının varlığı zikredilmeli, çünkü azınlıklar
denilince gayrimüslimler anlaşılıyor, ki bu doğru bir tespit.
-
Öcalan: (Sırrı’nın sözünü keserek yeniden araya girdi) Vatandaşlık
maddesini sana yazdırıyorum, ‘Özgür iradesiyle Türkiye
Cumhuriyeti’ne
bağlılığını ifade eden her birey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır’ (Biraz durup
yeniden)
Türk
ulusçuluğu faşist
Burada
Türkiye Cumhuriyeti de olmayabilir sadece Türkiye’de olabilir. Ulus aidiyeti
ile devlet aidiyetini karıştırmayın. Bunu CHP ve MHP dedirtiyor. Sizin Türk
ulusçuluğu dediğiniz faşist bir örgütlenmedir. Alet olamayız. Devlete aidiz,
ama Türk ulusçuluğuna ait değiliz. Türk ulusçuluğu bu ülkenin yüzde 10’unu bile
karşılamaz. Millet, Arap, Türk ve Kürdü de kapsar. Ama millet-i hakime değil. Millet
kavramı hem kolektiftir, hem bireyselliği içerir (Altan’a dönerek) Millet İslam
enternasyonalizmini ifade eder. Peygamber, ‘Arabın Aceme üstünlüğü yoktur’
diyor. Evrensel kavramlara gidelim. Tekilden uzağız. Ortak bir milletin
üyesiyiz. Bu Türk ulusçuların kastettiği şey değil. Böyle ele aldığımız zaman
bunu Türk ulusalcıları da kabul edebilir. Hedefimiz ne? Kürt Türk ilişkilerinin
özgür bir temelde anayasal bir ifadeye kavuşturmak istiyorum.
BDP milletvekilleri Pervin Buldan,
Altan Tan ve Sırrı Süreyya Önder 23 Şubat’ta İmralı Adası’na giderek Abdullah
Öcalan’la görüştü. BDP’liler ile Öcalan arasındaki görüşmede bir de MİT
görevlisi bulundu.
Kürtler
kendi kendini yönetecek
Peki
biz ileride ne yapacağız. Kürtler kendilerini özgürce ifade edecek ve
yönetecektir. Şu anda yasa dayatırsak büyük alerji yaratır. İleride olabilir.
Mesela AB yerel yönetim özerklik şartı ki buna şerhi
kaldırırlarsa bu mesele önemli ölçüde çözülür.
-
Sırrı: Sayın Başkan izniniz olursa bir konuyu açıklığa kavuşturmak
istiyorum.
-
Öcalan: Nedir?
-
Sırrı: Bu sanıldığı gibi bağlayıcı bir metin değildir. Teknik bir
metindir.
-
Öcalan: Niye, birinci ve ikinci maddesinde mali ve idari özerklik var.
-
Sırrı: Sayın Başkan. Buna şerhin kaldırılması tek başına yetmiyor. Bunun
iç hukuka dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun yolu da anayasa da düzenlemek.
Sanıldığı gibi bu haliyle bir bağlayıcılığı yok. Bir teminat da içermiyor. (Bu
açıklamalar üzerine biraz düşündü, önündeki mektupları karıştırdı. Sonra tekrar
söze başladı)
-
Öcalan: Tavrımız şu olacaktır, ana ilke olursa biz kullanırız. Siz ister
yasa çıkartın, ister çıkartmayın. İspanya’nın bütünlüğü içinde
milliyetler ve bölgelerin demokratik hakları ve dayanışmaları garanti edilir.
Dün yine tartıştık. Tarihsel ve kültürel kimlikler miras zenginliğimizdir.
Kendilerini özgürce ifade etmeliler, ki bu örgütlenme ve yönetmeyi de içerir ve
yaşamaları bir haktır ve garanti edilir. (Sırrı’ya dönerek) Sırrı bize lazım.
Bizim kıymetlimiz. (Sırrı’ya dönerek) Ben seni bana söylendiği zaman başka bir
Adıyamanlı Sırrı ile karıştırdım. Sen siyasaldaydın değil mi?
-
Sırrı: Evet
-
Öcalan: Kaç girişlisin?
-
Sırrı: 1979 girişliyim.
-
Öcalan: Ha o sen değilsin. O bizim zamanımızda, sadece ders çalışan xımıl
biriydi.
-
Sırrı: Sayın Başkan siz Adıyaman’a ilk geldiğinizde ben 14-15
yaşındaydım. Siz geldiniz Hasan Yorulmaz’ı sordunuz. Ben sizi Hasan Yorulmaz’a
götürmüştüm.
-
Öcalan: Evet. Benim Adıyamanlı çok kıymetli arkadaşlarım vardı şehit
düştüler.
-
Sırrı: Mehmet Emin Taştan.
-
Öcalan: Evet.
-
Sırrı: Aziz Bilgiç.
-
Öcalan: Evet.
-
Sırrı: Sabri de bizim devredendi.
-
Öcalan: Evet, Sabri çok değerli bir arkadaşımızdır. Sen Mükerrem
Kemertaş’ı çok seviyorsun. Seni de çok severim ama Turan Engin’i daha
çok severim, Esas beni etkileyen Aram Tigran’dır. Onun sesi beni kendime
getirir.
Büyük
kadın kahramanlar var. Yaşamın kutsallığı önemlidir. Kölelikten
vazgeçilmelidir. 8 Mart mesajı olarak bu
söylediklerimi, bu çerçevede açarsınız. Kadını özgür almayan bir halk özgür
alamaz. Kadının tam özgürleşmiş hali tanrısallıktır. Şehit düşen kadın
kahramanları anıyorum.
Şimdi
siz bana biraz izin verin. Bu vereceğim mektuba Kandil’in endişelerini
cevaplayan bir ek yazacağım. (Heyette bulunan 3 kişi odadan çıktık. 15 dakika
sonra tekrar çağırdı bizi)
-
Öcalan: Ben bunu yetkiliyle size ulaştıracağım. Size vermeliler. Çünkü
vermezlerse süreç devam etmez.
-
Pervin: (Ayağa kalkarak, yetkiliye hitaben) Ne zaman vereceksiniz?
-
Yetkili: Ben ileteceğim, size verirler.
-
Öcalan: Bana yönelttiğiniz bütün soruların cevapları ve Kandil’in
endişelerini giderecek her şey bu mektuplarda var. Şimdi eklerini yazacağım.
Karşılıklı görüşmeler devam edecek. (Tekrar oturarak görüşme devam etti)
-
Öcalan: Devlet düzeyinde karşılıklı olarak diyalog içindeyiz. Karamsar
olmayın., AKP buna ne kadar hazır, ne kadar ciddiler bunu bana siz
getireceksiniz. Anti terör yasası, siyasi partiler yasası, seçim barajı...
Toplantılarımızda cesurca tartışıp bana getireceksiniz. Bir ya da iki hafta
içinde eleştirisel bir cevap bekliyorum. Bu bir taslaktır, dayatma değildir.
Çekilmeden
çekilmeye fark var. tek taraflı bir çekilme olmayacak. Çekilme parlamento
kararı ile olacak. Başbakanın dediği çekilsinler onlara karışmayız demesiyle
olmaz. TBMM onaylayacak, çekilme
komisyonla olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder