25 Haziran 2014 Çarşamba

Devletin malı deniz; Hırsızlık, yolsuzluk, sahtecilik yapan mutlaka domuzdur!...

FLÂŞ HABER: AHTAPOT YAPI !..
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur. (Av. Ömer Kibar)‏

ENGİN KÜLTÜR GRUP AHTAPOT YAPI. (15.06.2014- 25.06.2014 Haber Dizisi)
"Sultangazi  Belediyesi'nce zincirleme şekilde üretildiği iddia olunan, içerik itibariyle gerçeğe aykırı "sahte resmi belgeler" ve bizzat imzalayanlar tek tek, detaylı ve izahlı bir şekilde, kamuoyunda yayınlandığında; birilerinin (!) neresi açıkta kalacak" diye düşünmek bile istemiyorum!… şeklinde, haber ve belgeler yayınlamıştık…
Söz konusu Belediyenin tapu-imar uygulamalarından kaynaklı kesintisiz mağduriyetler, sadece bizlerle sınırlı olmayıp, binlerce kişinin mağduriyeti söz konusudur. Toplumsal bir yara haline gelmiştir. Oluş şekli ve seyrine göre; bu yolsuzlukların yine Belediye bünyesinden ya da başka kamu birimlerinden, işbirliği içinde gerçekleştiği yönünde bulgular söz konusudur.
Haber dizimizde, öncesinde vurguladığımız belediye birimlerindeki iddia konusu usulsüzlüklerin“AHTAPOTUN KOLLARI”  gibi birçok yere uzandığına dair somut belge ve bilgileri sunmaya devam ediyoruz…
YOLSUZLUĞUN  BELGESİ
Ekte sunduğumuz belgede görüldüğü gibi delil üretme çabaları hiçbir kural ve yasa tanımadan yürütülüyor. Sultangazi  Belediye Başkanlığınca HİLE ’ye dayalı belgeler;
*  Üretiliyor
*  Kullanılıyor
*  Bu işe uygun elemanlar atanıyor.
*  Hayali   Kamulaştırma  yapılıyor.
Kamulaştırma Kararı olmadığı halde, kamulaştırma varmış gibi  düzmece  işlemlerle, resmi yazı düzenleniyor. Ekte sunduğumuz belgede görüleceği üzere;  İmar ve Şehircilik Müdürü, Hukuk İşleri Müdürlüğüne   “ Kamulaştırma ”  konulu müzekkere yazıyor. “HAYALİ KAMULAŞTIRMA ” nın hiçbir belgesini hiçbir makama sunamıyorlar. Bu ibret verici olay, belediye adına utanç verici durum olarak nitelendirilebilir…
GİZLENEN KONUT İMARI
Yazının düzenlendiği 07.04.2010 tarihinde müvekkilin parselleri; KONUT imarlıdır.Bu nedenle yasal olarak kamulaştırma olanağı da YOKTUR.Başkan Cahit Altunay, “ bu parsellerin hiçbir zaman konut imarlı olmadığını” resmi olarak yazmıştır.Yaptığı açıklamalarla yanıltıcı faktör etkisi yaratmaya çabalamasındaki AMAÇ nedir  ?
 Kısa bir süre sonra, bu parsellerin konut imarlı olduklarının resmi belgelerini de yayınlayacağız…
KANUNSUZ ÖDEME
Haksız ve usulsüz ödemeyi yapan Gaziosmanpaşa Belediye eski Başkanı Erhan Erol hatalıdır.Ama olayları 2010 tarihinden bu güne kadar vahim şekle getiren Cahit Altunay ‘dır.Ödenen paranın KAMU ZARARI oluşturduğu açıkça görülmektedir.
Vatandaş resmi olarak defalarca başvurup, “bu para ve belgeler usulsüz,  kamulaştırma yok, yasal olarak faiziyle birlikte PARAYI GERİ ALIN”  diyor, Hazineye davayı ihbar ediyor ayrıca sorumluların ve gerçeklerin ortaya çıkması için büyük çaba sarf ediyor… Ama nafile, yine Suç Var Suçlu Yok… Hazinenin zararı halen devam ediyor…
Ayrıca, vatandaş suç duyurusunda bulunuyor,  Başkan Erhan Erol da suç duyurusunda bulunuyor. Tüm bunlara karşın Cahit Başkan sadece SEYREDİYOR ve bizler hakkında haksız ve mesnetsiz suç duyurularında bulunuyor… Tüm bunların, gerçeklerin ortaya çıkmaması adına SİNDİRME amaçlı olduğu kanaatindeyiz.
Yolsuzlukları ortaya çıkarmak isteyen bizler, hak arayınca Günah Keçisi  mi  ilan edildik?
Bu durumda KASAYI en iyi kim koruyor?
Cahit Altunay sahte belgelere dayanan usulsüzlükleri “Gaziosmanpaşa Belediyesi yaptı, bizimle zerre kadar ilgisi yok”  diyerek, bu vahim duruma KAYITSIZ kalmaya devam etmektedir.
Ödeme ve devirlerde yapılan hileler, bireysel değil MERKEZİ planlama konusudur.
Cahit Başkanın en büyük sorumluluklarından biri de; Devir, Tasfiye, Paylaştırma Komisyonu Kararıyla, BÜTÇE hesaplarının ve Borç-Alacak devirlerinin teftişini yaptırmamasıdır. Tüm bunları, zamanında sorunlar büyümeden Sayıştay Denetimine tabi tutsaydı, Müfettiş çağırsaydı hukuka aykırı işlemler ve Hazine zararı açıkça görülecekti. Bizim gibi vatandaşlar da bu derece mağduriyet yaşamayacaktı.
YOLSUZLUK, SAHTECİLİK
Kamu kaynaklarının bazı özel kişiler yararına kanunsuz olarak kullanılması da Sayıştay’a göre Uluslararası Yolsuzluk ve Sahtecilikle Mücadele Rehberi kapsamındadır. Artık bu aşamada iyi niyet ve kötü niyet iddiaları da değerlendirilemez.
ÖZEL ATAMA 
Tüm usulsüzlüklerin Gaziosmanpaşa belediyesinde gerçekleştirildiğini iddia etmesine karşılık,  daha önce bu belediyede Başkanlık Fiyat Takdir Komisyonu gibi  AKÇELİ  işlerin olduğu bir birimde, bürokrat olarak görevli  M. Erdönmez ’i kadrosuna alarak Teknik Başkan Yardımcısı olarak atamıştır.(http://www.sultangazi.bel.tr/kurumsal.aspx?KATID=93&tur=5&per_ID=1084)
İkinci kez başkan seçildikten sonra Cahit Altunay’ ın,  Bürokrat Başkan Yardımcısı olaraközelikle bu şahsı ataması , dikkat çekici ve endişe verici değil midir ?  Kritik bir görevdir, teknik hususların tüm çözümünde vatandaşlar direkt olarak bu şahsa yönlendirilmektedir. Rasyonel bir çözüm üretmeyen bu şahsın ataması ne derece adil ve etiktir?  Önceki başkan Erhan Erol’un usulsüz talimatıyla, yetkisiz olarak belgeler düzenleyip imzalamıştır. Acaba bu belediyede de aynı şekilde başkan Cahit Altunay’ın TALİMATIYLA yetkisiz olarak belgeler düzenleyip hukuka aykırı işlemleri mi tamamlayacak ? (Aşağıda izah olunan evrakta olduğu gibi..)
Ekte sunulan Takdir Komisyonunun Hesap Tutanağında eski 539 sayılı parseli kapsayan bir düzenleme yapılmıştır. Müvekkilin bu parselle uzaktan ve yakından bir ilgisi yoktur. Benzer mahiyetteki içerik itibariyle sahte belgeler mahkemeye dahi sunulmuştur.Ne yazık ki bunu düzenleyenlerden biri M. Erdönmez ’ dir. Müvekkil adına bu durumları resmi birimlere görevim gereği sunduğumda, belediye tarafından müfteri ilan edilip, hak arayamaz duruma getirilmek isteniyorum…
 Sayın Başkan: Vatandaş yanıltıldığı algısına kapılırsa, bu kamuya güven erozyonuna neden olur. Sorumluların tespiti ve Yargılanmak, hesap vermek ayıp değil; ama töhmet altında kalmak çok kötüdür!..
Söz konusu kanunsuz ÖDEME ve İMAR YOLSUZLUKLARI oluşumuna dair ciddi bulgular bu aşamada çok ilginç bir boyut kazanmış olup zincirleme haber dizimiz detaylı belgeleriyle devam edecektir. Bizi izlemeye devam ediniz... Gerçekler inatçıdır. Adalet Cesaret ister. Bizler, sadece gerçeğin ve Adaletin peşindeyiz!
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.15.06.2014 Av. A.Ömer KIBAR
"Bir delille kırk alimi yendim, kırk delille bir cahili yenemedim" (Mevlana)
***
Not: Lütfen şayet içeriği bizim gibi onaylıyorsanız, bu metni tüm önemli sitelere ve ülkede düşüncesi ne olursa olsun NAMUSLU her insanın mailine ulaştırın
(REF//Kimden: Ahmet Ömer KİBAR <av.kibar3834@gmail.com
AHTAPOT YAPI!..  (Haber dizisi)
http://www.dokuzeylulgazetesi.com/haber-7256-akp%E2%80%99li_belediye%E2%80%99nin_imar_yolsuzlugu_ayyuka_cikti.html

20 Haziran 2014 Cuma

Mehmet Bozdemir, ‘Yeni Bir Siyasi Oluşum Şart Oldu’…

Mehmet BOZDEMİR
Mehmet Bozdemir: ‘Yeni Bir Siyasi Oluşum Şart Oldu’…
Demokraside Birlik Vakfı ve İnsani Değerler Derneği Genel Başkanı Mehmet Bozdemir, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra, ülkemizde yeni bir siyasi partiye ihtiyaçın açıkça ortaya çıktığını açıkladı.
Mehmet Bozdemir, AK Parti’nin 17 Aralık yolsuzluk operasyonunu örtmeye ve karartmaya çalışmasıyla şaibeli hale geldiğini, toplumda ayrışmalar ve kutuplaşmalar meydana getirdiğini ve Başbakanın kin ve nefret söylemlerinin, yargıyı itibarsızlaştırmaya çalışması karşısında, muhalefetin de yetersiz kalması ve güven vermemesinin, halkın da yeni bir siyasi parti arayışına yönelttiğini söyledi.
Mehmet BOZDEMİR
Mehmet Bozdemir(UHA) uhahbaerajansi.com’a gündeme ilişkin sorularını değerlendiren Demokraside Birlik Vakfı ve İnsani Değerler Derneği Genel Başkanı Mehmet Bozdemir, “Bugünkü siyasi yapı ülkemizin sorunlarını çözemediği gibi, toplumsal uzlaşmayı ve barışı sağlayamamış ve demokrasimizi geriye götürmüştür. Sadece gerginlikler yaratan, kendisi gibi düşünmeyenleri hain ilan eden ve ötekileştiren bu mevcut siyasi yapı, iktidarı ve muhalefeti ile çağın çok gerisinde kalmıştır”dedi.
Yeni olduğu iddiasıyla iktidara gelen AK Parti’nin, demokrasi konusunda diğer partilerin de gerisinde kaldığını belirten Başkan Mehmet Bozdemir, Ak Parti hükümetinin, yargıya müdahalesi, hukuk tanımazlığı, kin, nefret, cadı avı söylemleri ve eylemleri ile zihniyet olarak ortaçağ karanlıklarına doğru yelken açtığını ifade etti.
Mehmet BOZDEMİR
HALK'A VERİLEN SÖZLER TUTULMAMIŞTIR
Demokraside Birlik Vakfı ve İnsani Değerler Derneği Genel Başkanı Bozdemir, “Bu siyasi yapı, geçen seçimlerde halka söz verdiği halde demokratik ve sivil yeni bir anayasa hazırlayamamış, ülkemizi yıllardır darbecilerin hazırladığı anayasa ve hukuk sistemi ile yönetmeye devam etmiştir. Medyaya müdahalesi, twitter ve youtube’u yasaklaması, hatta son zamanlarda çıkardığı, Milli Eğitim, dershaneler, HSYK, MİT ve diğer yasalarla kazanılmış birçok haklarımızı, özgürlüklerimizi ve demokrasimizi geriye doğru götürmüştür” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin ilk defa medyası özgür olmayan ülkeler ligine düşürüldüğünü anlatan Mehmet Bozdemir, siyaset ve iktidar için birçok gönüllerin acımasızca yıkıldığını, toplumdaki kardeşlik ve dostluk duyguların zedelendiğini, hatta ailelerin içine dahi ayrılık tohumlarının ekildiğini, kamplaşmaların ve kutuplaşmaların da had safhaya ulaştığını bildirdi.
Mehmet Bozdemir, “Başta Suriye olmak üzere, Mısır, Irak, İran politikalarındaki yanlışlıklar ülkemizin dışarıdaki itibarını önemli ölçüde zedelemiştir. Her gün bir AB yetkilisi Türkiye’nin demokrasiden, özgürlüklerden ve AB normlarından uzaklaştığını ifade etmektedir. Yanlış dış politikalar Türkiye’yi dünyada yalnızlaştırmıştır” ifadesini kullandı.
Mehmet BOZDEMİR
BU SİYASİ YAPI TÜRKİYE'Yİ TAŞIYAMAMIŞTIR
Bu siyasi yapının Türkiye’yi taşıyamadığı gibi, Türkiye’nin de bu siyasi yapıyı artık taşıyamaz hale geldiğini söyleyen Demokraside Birlik Vakfı ve İnsani Değerler Derneği Genel Başkanı Mehmet Bozdemir,. “Halkımızı demokrasi ve kutsallarımızla aldatan ve tamamen iflas eden bu siyasi yapıdan ülkemiz bir an önce kurtulmalıdır. Bu siyaset anlayışının ve zihniyetinin ülkemizde daha fazla tahribat meydana getirmeden iktidardan ve siyasi hayatımızdan uzaklaştırılması şart olmuştur. Bu da ancak ve ancak yepyeni bir siyasi oluşumla mümkün olacaktır. Bunu sadece yeni bir siyasi parti kurmak şeklinde düşünmek ve tasarlamak yanlış olur”diye kaydetti..
Mehmet BOZDEMİR
Mehmet Bozdemir, bu yeni siyasi oluşumun, bir siyaset seferberliği anlayışıyla bizzat halk tarafından yapılması gerektiğini ve “Siyaset; çıkar, rant, menfaat, makam ve şöhret için yapılan bir meslek olmaktan kurtarılmalıdır. Daha doğrusu siyaset bir meslek olmaktan kurtarılmalıdır. Çünkü siyaset meslek değildir. Siyaset, her meslekten başarılı olmuş ve iyi yetişmiş insanların, ülkenin ve insanlığın sorunlarına çözüm üretme sanatıdır” ifadesini kullandı.
ÇIKAR'A DAYALI SİYASET, İNSANI CANAVARLAŞTIRIR
Siyasetin çıkar için yapılmasının insanı canavarlaştırdığını, siyasetin sadece ülkemiz ve insanlığa hizmet için yapılması gerektiğine dikkat çeken Mehmet Bozdemir, ancak böyle bir zihniyet devrimi ile meydana gelecek yeni bir siyasi oluşumun, siyaseti yeniden yapılandırarak ülkenin demokratikleşmesi ve normalleşmesini sağlayabileceğini, bu yeni siyasi oluşumun nasıl olacağı, kimler tarafından yapılacağı, zor gibi görünse de bu kutsal ve büyük projeyi, basiret ve feraset sahibi büyük Yüce Millet’in başaracağına yürekten inandığını kaydetti. "Haber: Mehmet Bozdemir, İnsani Değerler Derneği & Demokraside Birlik Vakfı // Ref: (UHA) uhahbaerajansi.com"

11 Haziran 2014 Çarşamba

Duyarlı, onurlu, sorumlu ve soylu bir ses: "Bıçak kemiğe dayandı… Sabır taşımız çatlamak üzere… Ali YAVUZ; Kayseri Şube Başkanı"

TÜRKİYE
HARP MALÜLÜ GAZİLER
ŞEHİT DUL VE YETİMLERİ DERNEĞİ
 KAYSERİ ŞUBE BAŞKANLIĞI
Tacettin Veli Mahallesi Lalezade Caddesi. No: 3 (Kiçikapı Meydanı) 
Melikgazi / KAYSERİ

Değerli Basın Mensupları                       
"Yaralanmış tertemiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor" dizelerinde belirttiği gibi, bir hilal uğruna nice güneşler battı. Anaların kınalı kuzuları gençliğinin baharında vatan ve bayrak için hayatlarını seve seve feda ettiler. Cengâver delikanlılar vücutlarından parça verdiler, Gazi oldular... Uğruna Şehitler verdiğimiz, Gazi olduğumuz ay yıldızlı al bayrağımızın gönderden indirilmesi bardağı taşırdı artık...
Bıçak kemiğe dayandı…  
Sabır taşımız çatlamak üzere…
            Şehit kanı ile boyanmış, ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde nefes alan ve huzurla yaşayan, ancak olmayan bir etnik ayrımcılığı sanki varmış gibi lanse ederek, ayrılıkçı düşünce ile bölücülük yapan nankör vatan hainlerine, zamanında taviz verilmesin, istenilen tavizlerin ardı arkası kesilmez, ülke bölünmenin eşiğine gelir, yılanın başını küçükken ezeceksiniz dediğimizde, bizi eleştirenler; " Şehit gelmiyor, analar ağlamıyor" diyorlardı...
            Bu anlayışla verilen tavizlerin de ardı arkası kesilmedi. Bitmek üzere olan bir çapulcu sürüsünden, yeni katılımlarla güçlenmiş, dünya kamuoyuna kendini tanıtmış, Devlet tarafından da tanınmış bir örgüt meydana geldi.
            Bölücü örgütün cüreti öyle bir noktaya geldi ki, ülke ve milletimizin varlığı ve bağımsızlığımızı temsil eden Türk Bayrağına bile el uzatır oldular.
            Hem de bir askeri birliğin tel örgü sınırlarını geçerek, gündüz gözü ile Türk Bayrağını gönderden indirebilme cüreti bu…
            Taviz vere vere hangi noktaya geldiğimizi görebiliyor musunuz? 
            Şehit kanı üzerine, gökteki ay ve yıldızın yansıması ile şekillenen ay yıldızlı bayrağımızı, bize emanet eden ecdadımızın huzur-u mahşerde yüzlerine nasıl bakacağız? 
            Güzel şeyler olacak diye imralı canisi ile müzakereye oturarak şehit gelmiyor diyerek, terör dağ yerine şehirlerimizde insanlarımızı tehdit etmeye başlamış huzursuzluk diz boyu olmuştur. Sokak gösterileri ile can taşıyan araçlarımız yakılıyor, ulaşımımızı sağladığımız yollara barikatlar kuruluyor. Türk milletini tahrike derek sokaklara çekmeye çalışarak ülkemizi iç karışıklığa sürüklemeye çalışmaktadırlar.
            Bu nankör Vatan hainlerine gereken cevap ne zaman verilecek veya ne bekleniyor? 
            Güneydoğuda yaşayan halkın da, artık bu bebek katili örgüte gerekli cevabı vermesi gerekiyor.  Tıpkı 15 yaşındaki çocuğu kandırılarak dağa kaçırılan annelerin feryadında olduğu gibi, gerçekleri fark eden herkesin bu örgüte karşı durması, bu ülkede Türk, Kürt, Laz, Çerkez vs. herkesin birlik ve beraberlik içerisinde yapabileceğini dünyaya haykırarak bu oyunu bozması gerekiyor. 
            Tavizci anlayışın iflas ettiğini açılım sürecini yönetenlerin de artık görmesi gerekiyor. Analar ağlamıyor söylemi ile süreç daha fazla işin içinden çıkılmaz bir hal almadan, Devlet büyüklerimizin derhal B planını uygulamaya koymalarını, bayrağa uzanan ellerin kırılmasını ve Mehmetçiğin kandile Türk Bayrağını dikmesini ümit ediyoruz. Kayseri, 09.06.2014
                                                                                                          Ali YAVUZ
Dernek başkanı