YURTDIŞI SEÇMENLERİNE ZORLUK, HAKSIZLIK; ZULÜM VE İŞKENCE
"SKANDALLI ve FİYASKOLU 'Cumhurbaşkanlığı' BİR SEÇİM"
Tarih : 2014.08.04 19:16:14
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin neden
Konsolosluklarda değil de yalnızca 7 merkezde yapıldığını Merkel'e bir mektupla
sorarak gerçeği ortaya çıkaran Remzi Uysal, Elbe Express'e konuştu. [Söyleşi: Mehmet Atak / Hamburg-Elbe Express]
Almanya'nın Schleswig- Holstein eyaletindeki
Lübeck kentinde yaşayan ve 19 Mayıs Türkiye Gençlik ve Halk Kültür Derneği
(TÜRGEM) Lübeck’in uzun yıllardır başkanlığını yapan eğitimci Remzi Uysal'ın,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin her Başkonsolosluk bölgesinde yapılmayıp da, T.C.
vatandaşı seçmenlerin yüzlerce kilometrelik uzaklıktaki şehirlere gitmek
zorunda bırakılması konusunda Almanya Başbakanı Merkel'e yazdığı mektubu ve
aldığı cevabı Elbe Express'te yayınlamıştık.
2006’da oy hakkı için dava açmıştım
Kendisine yönelttigimiz "Bu seçim
üzerinde neden bu kadar duruyorsunuz, yurtdışından oy verme sizin için neden bu
kadar önemli?" sorumuza Remzi Uysal şu yanıtı verdi: "TÜRGEM’i
kurduğumuz 1989 yılından bu yana -yurtdışından oy verme konusu kuruluş
amaçlarımızdan biri idi. Ben bu konuda 27 Aralık 2006 günü ankara 13. İdare
Mahkemesinde "Yurtdışından Oy Hakkı" için bireysel dava açtım. Bu
olay Türk siyasi tarihinde bir ilk idi. Bu nedenle konu halen de en önemli
çalışma alanımızı kapsıyor."
Seçimlere katılımın düşük olması tam bir
fiyasko
"Seçimler niçin 13 Başkonsolosluk
bölgesinde yapılmıyor ?" sorusuna muhatap olan yetkililerimizin, "Bu
bizim elimizde değil, Alman hükümetinin takdiridir. Seçim güvenliği nedeniyle
bu karar alınmıştır" şeklindeki cevaplarından sonra, Merkel'in Remzi
Uysal'a gönderdiği mektupta "7 merkezde sandık kurulmasını bizden Türkiye
Hükümeti istedi" demesi, Türkiye açısından tam bir skandal olarak
nitelendirilirken, ilk tur seçimlere katılımın oldukça düşük seviyede olması
ise tek kelimeyle fiyaskoydu.
Yurt dışında yapılan ilk tur Cumhurbaşkanlığı
seçimleri dün sona erdi ama, anlaşılan, bu sıcak Ağustos günlerinde
yüzlerce kilometrelik yolu göze alamayan T.C. vatandaşları, "Seçim benim
neyime" diyerek, işlerine güçlerine bakmışlar veya gölgelik yerlerde
dinlenmeyi tercih etmişlerdi. Çünkü katılım beklenenin de çok altında kalmış
bulunuyor. Yurtdışı Türkler´den sorumlu Devlet Bakanı sayın Emrullah İşler, YSK´nun
uyguladığı bu randevu sisteminin çok katı olduğunu ve bu randevulu seçim
sistemi ile yurtdışından oy kullanan vatandaşlarımızın katılımlarının 231 bin
civarında kaldığını bugün (04 Ağustos) sabah haberlerinde açıklamış bulunuyor.
Bu konuyu ileriki günlerde detaylarıyla
sizlere aktaracağız.
SKANDALI BİR MEKTUPLA ORTAYA ÇIKARAN REMZİ UYSAL ELBE EXPRESS'E KONUŞTU
Lübeck „19
Mayıs Derneği“ (TÜRGEM) Başkanı Remzi Uysal, siyasi partilerin, anlı şanlı çatı
derneklerinin, işadamları ile meslek temsilcilikleri, dini kurumlar ve gençlik
teşkilatlarının aklından geçirmedikleri bir konuyu, medeni cesaretini de
kullanarak bir mektupla Başbakan Angela Merkel'e sordu ve beklediği cevabı da
22 gün içinde aldı.
Olayın teferruatını, Uysal'la yaptığımız
söyleşiden takip edelim:
- Sayın Uysal, bu mektup girişiminizden dolayı
sizi kutluyoruz. Sayın Başbakan Merkel'e bu mektubu ne amaçla yazdınız ?
- Bazı temsilcilerimiz ve yetkililerimizin
"7 Seçim Merkezi" konusundaki açıklamalarını inandırıcı bulmadım ve
emin olmak istedim.
- Ne gibi açıklamalar?
- 3 Temmuz'da Hamburg Başkonsolosluğu´muzun
verdiği iftara katılan Berlin Büyükelçimiz Sayın Hüseyin Avni Karslıoğlu'na
"Niçin yalnızca 7 bölgede seçim sandıkları kuruluyor ?" diye
sorduğumda, bana "Emniyet tedbirleri yönünden Almanya böyle istiyor"
dedi. Kuzey Almanya İslam Toplumu'nun (BIG) iftar yemeğinde ise, benzer soruyu
yönelttiğim Berlin Hükümetinin Uyum Bakanı Aydan Özoğuz da "fazla masraf oluyor"
şeklinde bir cevap verdi. Aynı zamanda 18 Temmuz günü Hamburg
Başkonsolosluğumuzda da Hamburg ve Schleswig-Holstein Eyaleti Türk dernek başkanları
ile de yapılan Cumhurbaşkanlğı Seçimi konusunda yapılan bilgilendirme
toplantısında da aynı konu gündeme getirildiğinde de aynı yanıtlarla
karşılaştık. Görüldüğü gibi, aynı mahiyetteki soruma karşı 2 değişik
cevap almıştım.
- Ne tür bir mektupla yolladınız; normal
mektup mu, taahhütlü mü, yoksa daha pahalı olan iadeli taahhütlü mü ?
- Normal mektup şeklinde gönderdim. Zaten
Sayın Merkel'den bana gelen de normal mektup olarak gönderilmişti.
Almanya’da "Cevap verme" uygulaması
var!
- Peki cevap alıp alamama konusunda bir
tereddüt yaşadınız mı ?
- Kesinlikle hayır ! Çünkü Almanya'daki
bürokrasi sistemini 30 yıldır çok iyi bilenlerden biriyim. Çünkü ben de bu
ülkenin bürokrasi alanında tam 30 yıl çalışmış biriyim. Gerçekten de bu konularda
çok sağlıklı işleyen "cevap verme" uygulaması var bu ülkede.
- Kaç gün sonra mektubunuz yanıtlandı ?
- Ben mektubumu 6 Temmuz 2014 günü yazıp
postaya verdim. Cevabı ise
28 Temmuz'da, yani 22 gün sonra yazılmış. Normalde en geç 15 gün içersinde cevaplanır ama o sıralarda Sayın Merkel'in italya`da tatilde ve seyahhatte olması, işlerinin çok yoğun olması ihtimali sebebiyle bu geçikme yaşanmış olabilir. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.
28 Temmuz'da, yani 22 gün sonra yazılmış. Normalde en geç 15 gün içersinde cevaplanır ama o sıralarda Sayın Merkel'in italya`da tatilde ve seyahhatte olması, işlerinin çok yoğun olması ihtimali sebebiyle bu geçikme yaşanmış olabilir. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.
Mektubu okuyunca allak bullak oldum!
- Mektubu alınca, o anda neler hisettiniz ?
- Çok mutlu oldum. Mektubun içeriği konusunda
çok meraktaydım. Hemen en yakın bir kafeteryaya giderek kendime siyah bir kahve
ısmarladım ve mektubu açarak, yavaş yavaş okumağa başladım. "7 merkezde
sandık kurulmasını Türk hükümeti istedi" cümlesini okuyunca, bir anda
kafam allak bullak oldu. Türk makamlarının gözlerimizin içine baka baka yaptıkları
yanlış açıklamalar kulaklarımda çınladı ve sanki beynime kan sıçradı. Bir süre
öylece kaldım.
- Kafanızı toparladıktan sonraki
düşüncelerinizi de yansıtır mısınız ?
- Hem sayın Başbakanın talimatı tarafından
mektubuma cevap verildiği, hem de Alman yetkililerin vatandaşın sorunlarına
ilgi gösterip olumlu şekilde yaklaşımları, kısacası onları vatandaş yerine
koymalarından dolayı çok çok sevindim.
Ama aynı anda da, her kademedeki Türkiye
temsilcilikleri ve bazı politikacıların kandırmaca sözleri ve bahana yaratmalarından
dolayı müteessir oldum. AKP hükümetinin yurtdışındaki vatandaşına kumpas kurmuş
olmasından dolayı üzüldüm.
CHP bu seçimde pasif kaldı!
- Sizce niçin böyle bir yola başvuruldu ?
- AKP adayına oy vermeyecek seçmenlerin 7
bölgede sandık kurulması sebebiyle oy kullanmaya gitmekten caydırılması gibi
bir mantık akla geliyor. Bu kararın alınmasında da AKP'ye göbek bağıyla bağlı
kuruluşların ve de ihtimal yapmış olduklarını düşündügüm bir kamuoyu
araştırmasının da etkili olduğu düşünülebilir.
- Sayın Uysal, sizin mektubunuz olmasa
belki de açığa çıkmayacak bu "7 bölge isteği" konusunda Türkiye'deki
muhalefet partilerinin ve onların yurt dışı bağlantılarının hiç sesleri çıkmadı
gibi.. Özellikle de Almanya'daki CHP Birlikleri de belirgin bir araştırma
yapıp, tavır koymadı. 2015 Şubat'ında da Genel Seçimler var. Ne diyorsunuz ?
- Evet, "7 Sandık Merkezi"
konusunda muhalafet partilerimiz ve Almanya'daki yandaş Sivil Toplum
Kuruluşları maalesef pasif kaldılar. Kendi içinde bile asgari müştereklerde
birleşemeyen çok horozlu ve sabahı erken yapan bir kümes hüviyetindeki CHP,
yurt dışındaki bu ilk seçimimizde ne yazık ki pasif kaldı. Önümüzdeki seçimler
için yeni bir yapılanma şart olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder